İşitme cihazları çeşit çeşittir.Hal böyle oluncada kalitelerde farklılık göstermektedir.En ucuzdan en pahalıya, en kaliteliye kadar her türlü cihaz temin edilmektedir.Bizler Kartanesi İşitme olarak elimizde tüm markaları bulundurmaktayız. phonak işitme cihazı, resound işitme cihazı, oticon işitme cihazı, sanova işitme cihazı,unitron işitme cihazı, interton işitme cihazı, duymer işitme cihazı, Audio Service işitme cihazı,maico işitme cihazı, rexton işitme cihazı, Siemens işitme cihazı, Audibel işitme cihazı, Earteknik işitme cihazı,helix işitme cihazı,widex işitme cihazı gibi markalarla çalışmaktayız.
İşitme cihazının çok fazla çeşitleri vardır.En ucuz işitme cihazı,en kaliteli işitme cihazı,en ekonomik işitme cihazı,en pahalı işitme cihazı…Kartanesi İşitme cihazları olarak bu tip cihazların hepsini bulundurmaktayız.Ayrıca bu cihazları Bursa İşitme Cihazları,Ankara İşitme Cihazları,İzmir İşitme Cihazları,İstanbul işitme cihazları,Balıkesir işitme cihazları,Adana işitme cihazları,çanakkale işitme cihazları,antalya işitme cihazları,bandırma işitme cihazları,biga işitme cihazları,edirne işitme cihazları,tekirdağ işitme cihazları gibi illere gönderim yapabilmekteyiz.İşitme cihazı tercihinizde mutlaka satış danışmanlarının fikirlerini göz önünde bulundurmakta fayda vardır.Satış danışmanınız size en ucuz işitme cihazının yanında en kaliteli işitme cihazınıda önerebilir.İşitme cihazının satın almakla da iş bitmemekte.Bu cihazlar oldukça hassas cihazlar ve mutlaka bakımlı,temiz bir şekilde kullanılmalıdır.
İşitme ile ilgili önemli bilgiler | ||
SORU VE CEVAPLARLA İŞİTME | ||
|
||
İŞİTME NEDİR:
Atmosferde oluşan ses dalgalarının kulağımız tarafından toplanmasından, beyindeki merkezlerde karakter ve anlam olarak algılanmasına kadar olan süreç işitme olarak adlandırılır. SES NEDİR: Ses enerjisi bir titreşimdir. Maddeden oluşan bir ortamda yayılan mekanik bir titreşim dalgasıdır. Bir klinisyene göre ise ses, işitme duyusunun uyaranıdır. SES FREKANSI NEDİR: Bir saniyede oluşan titreşimlerin sayısına ses frekansı denir. Ses frekans birimi Hertz (Hz)’dir. Frekansı arttıkça ses incelir. Düşük frekanslı sesler pes (kalın) sesleri oluşturur. İnsan kulağı 16 ile 20000 Hz arasındaki sesleri işitebilir. Saniyede titreşimi 16’dan az olan seslere subsonik, 20000 üzerinde olanlara ise ultrasonik sesler denir. SESİN ŞİDDETİ NEDİR: Sesin kulak tarafından duyulan yüksekliğine sesin şiddeti denir. Şiddet birimi desibel’dir (dB). Desibel insan kulağının işitebildiği en küçük ses şiddetidir.
ODYOMETRİK MUAYENE NEDİR: İşitmenin ölçülmesi ve işitme fonksiyonlarının değerlendirilmesine odyometrik muayene denir. Bu ölçümlerde kullanılan cihazlara odyometre denir. İşitme iki şekilde gerçekleşir; 1- Hava yolu ile (air conduction) Normal işiten bir kulakta hava yolu ile işitme kemik yolu ile işitmeden iki kat daha fazladır. İŞİTME KAYIPLARI KAÇ ÇEŞİTTİR: İşitme kayıpları üçe ayrılır: 1- İletim tipi işitme kayıpları: Sesin iç kulağa kadar olan iletiminde bir patoloji (bozukluk) mevcuttur. Bu dış ve orta kulaktaki bir lezyona bağlı olabilir. 2- Sensorianeural tip işitme kaybı: İç kulak veya 8. sinir (işitme ve denge siniri) iletimindeki herhangibir bozukluğa bağlı işitme kayıplarıdır. 3- Mikst tip işitme kaybı: Hem iletim hemde sensorianeural olan işitme kayıplarıdır. İŞİTME KAYBI DERECELERİ NELERDİR: 0-20 dB işitme kaybı, Çok hafif işitme kaybı
ODYOMETRİK İNCELEME YÖNTEMLERİ NELERDİR: 1- Tonal Odyometri: A- Tonal Eşik Odyometri: Saf ton sesler vererek işitme eşiğini saptayan subjektif bir yöntemdir. B- Eşik Üstü (Supraliminer) Odyometri: Minimal eşitme eşiği ile maksimal işitme eşiği arasında kalan işitme alanındaki işitme bozukluklarını araştırır. 2- Vokal Odyometri (konuşma odyomtrisi): İnsan sesini ses uyaranı olarak kullanarak odyometrik değerlendirme yapmaya konuşma odyometrisi denir. 3- Objektif Odyometri: – Empedans odyometri 4- Çocuk Odyometrisi (İnfantil odyometri): RECRUİTMENT NEDİR: Ses yüksekliklerine karşı kişinin tahammülsüzlüğü (toleranssızlığı) demektir. RECRUİTMENT HANGİ İŞİTME KAYIPLARINDA MEVCUTTUR: Koklear işitme kayıplarında işitme alanı daralır ve recruitment (yüksek sese tahammülsüzlük) vardır. Doğumdan önce anne karnına iken işitme organı fonksiyon görmeye başlar. EMPEDANS ODYOMETRİ NEDİR: Orta kulak, koklea, 8. Sinir (N. Statoacusticus), 7. Sinir (N. Facialis) ve beyin sapı işitme yolları hakkında bilgi veren, hastanın koopere olması ön şartı gerektirmediği içinde bebek ve çocuklarda kolayca fonksiyonları gösterebilen objektif bir odyometri yöntemidir. TİMPANOMETRİ NEDİR: Orta kulak esnekliğinin (compliance) dış kulak yolundaki basınç değişikliğine bağlı olarak ölçülmesidir. AKUSTİK EMPEDANSMETER İLE NELER ÖLÇÜLÜR: Orta kulak basıncı AKUSTİK REFLEKS NEDİR: Orta kulaktaki stapes kasının akustik uyaranlara verdiği yanıttır. Akustik refleks hangi kulak uyarılırsa uyarılsın her iki kulaktada alınır. İPSİLATERAL VE KONTRLTERAL REFLEKS NEDİR: Bir kulağa hem uyaranı verip hem de o kulakta refleksin ölçülmesine ipsilateral refleks, bir kulağa uyaranı verip karşı kulakta refleksin ölçülmesine kontrlateral refleks denir. TİMPANOMETRİNİN KLİNİK ÖNEMİ NEDİR: Bize ortakulak sisteminin değişkenliğini gösterir. Örneğin; orta kulakta sıvı varlığını (SOM), kemikçik zincirinde kopukluk veya fiksasyonu, östaki tüpü disfonksiyonunu ve otitis media gibi. AKUSTİK REFLEKS NE ZAMAN ALINAMAZ: Ölçülen kulakta orta kulak patolojisi Orta kulak basıncı normal olmasına rağmen akustik refleksin olmaması İŞİTME KAYBINI düşündürür. ÇOCUKLARDA İŞİTME CİHAZI ENDİKASYONLARI NELERDİR: İşitme kaybı tesbit edilen çocuklarda, ilaç veya cerrahi yolla tedavi mümkün olmazsa duyma şansının çocuklara derhal verilmesi gerekir. ÇOCUKLAR KONUŞMAYI ÖĞRENMEYE NE ZAMAN BAŞLARLAR: Çocuklar konuşmayı öğrenmeye hayatın ilk aylarında başlar. Konuşmanın temel taşlarını oluşturan Babbling ve Lalling adı verilen evreleri geçirebilmeleri için normal bir işitmeye sahip olma koşulu vardır. Bu nedenledir’ki mümkün olan en kısa zamanda çocuğa amplifikasyon (cihazla işitmeyi normale getirme) gereklidir. ÇOCUKLAR HANGİ YAŞTA KONUŞMA GELİŞİMİNİ TAMAMLAR?: Bu yaş; 3,5-4 yaştır. Üçbuçuk – dört yaşına kadar çocuk duymazsa bu yaştan sonra eğitimin başarı şansı düşmektedir. Bu yaşa kadar konuşma ile ilgili sensör, psikomotor, entelektüel gelişimin tamamlanması gerekmektedir. Halk arasında hatta bir çok hekimler arasında işitme cihazının 6-7 yaşından sonra kullanılması gibi yanlış yönlendirmelere sık rastlanmaktadır. Bu son derece hatalı bir uygulama, hatalı bir yönlendirmedir. HER İŞİTME KAYBINA HER TÜRLÜ İŞİTME CİHAZI UYGUNMUDUR?: Hayır, işitme cihazı seçilirken önce hastanın işitme eşiği saptanır. Her işitme cihazının ses kazancı değişiktir. İşitme kaybının derecesine göre hangi işitme cihazının uygun olduğu bazı testlerden sonra saptanır. Bilgisayarla kontrolü yapılır. Uygun olarak seçilmeyen bir işitme cihazı mevcut olan işitmeyi de kısa sürede yok edecektir. Bu nedenle cihaz seçimi ve adaptasyonu ehliyetli ellerde yapılmalıdır. Örnek verirsek; görme kusuru olan bir hastaya uygun gözlük vermezseniz hastanın görmesini daha da bozarsınız. İşitme cihazları da bu prensip içinde seçilmelidir. İŞİTME KAYBI OLAN ÇOCUKLAR ZAMANINDA FARKEDİLİP GEREKLİ ÖNLEM ALINMAZSA NE OLUR?: Örneğin Ortalama 70 dB işitme kaybı olan ve tıbbi ve cerrahi tedavisi mümkün olmayan çocuk, 3,5-4 yaşına amplifiye edilirse (işitme cihazı uygulanırsa) normal bir insan olarak hayatını sürdürür. Aynı çocuk amplifiye edilmezse hayatını sağır-dilsiz olarak sürdürecektir. NORMAL İŞİTMESİ OLAN ÇOCUKLARDA SES UYARANINA KARŞI OLUŞAN REFLEKSLER NELERDİR A-ELEMENTER REFLEKSLER B-YÖNELME REAKSİYONU: C-UYANMA REAKSİYONU: D-TUTUM DEĞİŞİKLİĞİ REAKSİYONU: İŞİTME KAYBI OLUŞMASI YÖNÜNDEN RİSK GRUBU BEBEKLER:
|
||
|
||
6 |
ERKEN TANI VE ERKEN EĞİTİMİN ÖNEMİ
AİLE İLE İLETİŞİM
AİLE EĞİTİMİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER
ERKEN TANI VE ERKEN EĞİTİMİN ÖNEMİ
Tüm bebekler, seslerle örüntülü bir dünyaya doğarlar ve hiçbir anne-baba bebeklerinin işitme engelli olabileceği ihtimalini düşünmezler. Yeni doğan bebekle iletişim, jest ve mimiklerle kurulur. Bebek de tepkisini ses çıkarma, gülümseme ve vücut hareketleri ile gösterir. Eğer bebeğin belirgin bir sağlık sorunu yoksa, davranışlarından işitme engelli olduğu anlaşılamayabilir. İşitme engelli bebekler de tıpkı diğer bebekler gibi gülümser, isteklerini ağlayarak ifade eder ve çevresiyle ilgilenir. Daha sonra emekler, ayağa kalkar, kendisine uzatılan nesneleri kavrar, kendi başına yemek yemeye çalışır, oyuncakları ile oynar ve çevresindeki kişi ve nesneleri tanır, yaşları geldiğinde de yürür. Bu doğal görünen gelişim karşısında, aileyi rahatsız eden herhangi bir şey olmayabilir, aile çocuğunun işitme engelli olabileceği ihtimalini düşünmeyebilir. Bu durum çocuğun erken dönemde tanılanmasını geciktirebilecektir.
Erken tanılamada işitme yetersizliğinin mümkün olan en erken dönemde, özellikle bebeklikte farkına varılması önemlidir. Teknolojideki ilerlemeler gün geçtikçe daha erken dönemlerde tanılamanın yapılabilmesine olanak sağlamaktadır. Önceleri çocuğun işitmesi, onun sese verdiği tepkilerle test edilirken, bugün bir bebeğin işitmesi, o uyurken bile ölçülebilmektedir. Bu ölçümlerle çocuğun işitme yetersizliği olup olmadığı ortaya çıkmaktadır.
Çocuğa işitme engelli tanısı konulduktan hemen sonra, özel bir eğitim programı uygulanmaya başlanmalıdır. Çocuk beyni, hayatın ilk altı yılında dil öğrenmeye programlıdır. Özellikle, hayatın ilk üç yılı dil ediniminde çok önemlidir. Bu süreden sonra, dil ve konuşma becerilerinin kazanımı daha zorlaşır. Bu nedenle tanı ne kadar erken konup, eğitime ne kadar erken başlanırsa, dil ve konuşma gelişimi o derecede normale yakın olabilecek, çocuğun sosyal, duygusal, bilişsel ve akademik gelişimi olumlu yönde etkilenecektir.
Erken eğitimde atılacak önemli adımlardan biri, çocuğun cihazlandırılması ve işitme cihazına uyum sağlamasına yardımcı olunmasıdır. Bu noktada, çocuğun işitme kaybının özelliklerine göre en uygun cihazın temini oldukça önemlidir. Ayrıca, aileye psikolojik ve eğitsel danışmanlık hizmeti verilmesi, erken müdahale ve erken eğitimin başarısını etkileyen önemli bir faktördür. Böylece, çocuğun özel eğitim yaşantısı okul öncesi dönemde başlamış olacak ve işitme engelli bireyin tüm yaşamı boyunca devam edecektir.
Unutulmamalıdır ki, erken tanılamanın beraberinde, uygun cihazlandırma ve uygun eğitim ile bu çocuklar, içinde bulundukları topluma daha kolay uyum sağlayabileceklerdir.
|
AİLE İLE İLETİŞİM
Öğrenme, yalnızca okul ortamıyla sınırlı bir süreç değildir. En iyi öğrenme ortamının doğal çevre ve ev ortamı olduğu bilinmektedir. İşitme engelli çocuğun eğitiminde de en önemli ve etkin ortam, sürekli içinde bulunduğu aile ortamıdır. Bu nedenle, ailenin okul yaşamına aktif olarak katılımının sağlanması işitme engelli çocukların eğitiminde vazgeçilmez unsurlardan biridir. Aile ve öğretmenlerin işbirliği içinde çalışmaları, bu çocukların eğitimi konusunda atılacak en önemli adımlardan biridir.
Bir kurum olarak ailenin, kendine özgü etkileşimsel bir doğası olduğu görülür. Bu nedenle bir çocuğun doğumu aileyi gerek yapısal, gerek gelişimsel, gerekse fonksiyonel olarak etkiler. Karı koca arasındaki “eş” rolüne, “anne-baba” rolü eklenir. Böylece ailenin yapısal sürecinde yeni bir döneme geçilmiş olunur. Çocuğun doğumuyla duyulan mutluluk ve sevinç bu değişimlerin olumsuz etkilerinden aileyi uzak tutar.
Bebeğinin işitme engelli bir bebeği olduğunu öğrenen anne baba, engelli bir çocuk sahibi olma ihtimalini düşünmediği için, böyle bir çocuğun sorumluluğunu almaya da hazır değildir. Aile tamamiyle bilmediği ve yabancı olduğu bir durumla karşı karşıya kalmıştır. Üstelik bu durum geçici değil, tüm yaşamı boyunca içinde bulunmak zorunda olacağı bir durumdur.
İşitme engelli bir çocuğa sahip olma gerçeği ile karşı karşıya kalan aileler, bu durumu öğrendiklerinde, insanların bir yakınlarını kaybettiklerinde girdikleri yas sürecinde gösterdikleri tepkilere benzer tepkiler gösterirler. Bu süreçte şok, inkâr, depresyon, karmaşa, kızgınlık, utanma, pazarlık, kabul ve uyum gibi dönemlerden geçerler. Bu dönemlerin her biri, anne babanın duruma uyum ve kabullenme sürecinde, bir şekilde aşması gereken engellerdir. Benzer durumdaki her aile hemen hemen aynı dönemlerden geçer. Bu dönemler çok uzun süre devam etmediği takdirde normaldir ve bir çeşit doğal savunma tepkileridir. İşitme engelli çocuğun engeline bağlı olarak gösterdiği özellikler, bu dönemlerin süresinde etkili olabilir. Ailede bulunan kardeş ya da kardeşlerin varlığının da bu tepkilerin şiddetini ve süresini etkileyebileceği unutulmamalıdır. Aileler arasında ve her ailede anne baba arasında gösterilen tepkilerde farklılıklar görülebilir. Bu nedenle, aile eğitim sürecinde, her aile kendi özellikleri doğrultusunda ele alınmalıdır.
İşitme Engelli Çocuğu Olan Ailelerin Ortak Özellikleri
Her ailenin kendine has özellikleri vardır ancak yapılan araştırmalarda işitme engelli çocuğu olan ailelerin bazı ortak özellikler gösterdikleri de saptanmıştır. İşitme engelli çocuğu olan ailelerin genel özellikleri ve konuyla ilgili öneriler kısaca şöyle sıralanabilir:
Ý Bu ailelerde işitme engelli çocuğa yönelik olarak bir takım yanlış tutumlar görülebilmektedir. Bu tutumlar:
- Anne babalar aşırı koruyucu ya da aşırı ihmal eden bir tutum içine girerek, çocuklarının gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebilirler. Çocuklarının yapabileceklerini kısıtlayarak kendine güven duygusunun gelişmesine engel olabilirler. Ayrıca çocuğun temel ihtiyaçlarının karşılanması için uygun ortamı sağlayamayabilirler.
- Anne babaların çocuklarından beklentileri yüksek olabildiği gibi onların hiçbir şey yapamayacağı konusunda önyargılar geliştirdikleri de görülmektedir. Her iki durumda da, çocuğun kendi özellikleri ve yeterlilikleri doğrultusunda değerlendirilmesi gerektiği konusunda aileler bilgilendirilmelidirler. Bu bilgilendirme, işitme engelli çocukların benlik kavramlarının gelişiminde oldukça önemli bir etkendir.
- Anne babalar, çocuklarının varlığını veya çocuklarında bir engelin bulunduğunu inkâr edebilmektedirler. Bu inkâr süreci aileden aileye göre farklılık gösterir. Kısa bir süre devam edebildiği gibi bir ömür boyu bu inkârı yaşayan aileler de bulunmaktadır.
- Aileler, çocuklarını normal akranları ile kıyaslayan bir tutum gösterebilirler. Bu durum, çocuğun çevresindekilere olumsuz duygular beslemesine sebep olabilmekte ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
- İşitme engelli bir çocuğa sahip olan ailelerde, anne babanın birbirlerini suçlama davranışlarının olduğu da görülebilmektedir. Ebeveynlerin birbirlerini karşılıklı suçlamaları nedeniyle aile içi geçimsizlikler gözlenebilmekte, hatta bu sebeple parçalanan ailelere rastlanabilmektedir.
- Ailelerin, işitme engelli çocuğa karşı bu yanlış tutumları, çocuğun zihinsel, sosyal, duygusal ve psikolojik temel ihtiyaçlarının karşılanamamasına sebep olabilmekte, gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
1- İşitme engelli çocuğa sahip ailelerin, genelde sosyo-ekonomik seviyesinin oldukça düşük olduğu görülmektedir.
2- Aileler genellikle başlangıçta çocuklarının engelleri ve bunun nedenleri hakkında bilgi sahibi olamadıkları gibi, yetersiz ve yanlış bilgi edinmiş de olabilirler. Bu konuda bilgi sahibi olmanın onların en doğal hakkı ve ihtiyacı olduğu unutulmamalı ve uygun eğitim, danışmanlık hizmetleri ile bu hak ve ihtiyaçları olabildiğince erken karşılanmalıdır.
3- İşitme engelli çocuğa sahip olan aileleri genel anlamda bilgilendirmenin yanında, duygusal olarak desteklenmeye ve rahatlatılmaya ihtiyaçları olduğu unutulmamalıdır. Aileler, gerektiğinde konu ile ilgili uzman kişilere yönlendirilmelidir.
4- Aileler, işitme engeli konusunda gerçekleri kabul etmede zorluk çekebilirler. Eğitim ve danışmanlık hizmetleri ile ailelerin durumu kabullenmelerine yardımcı olunmalıdır.
5- Eğitimden umulan yararların sağlanabilmesi için, okulda yapılan çalışmaların evde de devam ettirilmesi gerekir. Eğitimde sürekliliğin sağlanabilmesi açısından ailelerin, okulda ve sınıfta yapılan çalışmalar ile evde yapmaları gerekenler konusunda bilgilendirilmesi önemlidir.
6- Aileler, özellikle çocuklarının gelecekleri hakkında büyük endişe içinde olabilirler. Çocuklarının geleceği için yapabilecekleri konusunda yönlendirici bilgiler verilerek onların bu kaygıları azaltılabilir.
En kaliteli işitme cihazı nedir; En kaliteli işitme cihazı işitme kaybı olan kişinin sosyal ortamına işitme kaybına kulak yapısına uygun olan işitme cihazıdır.
Bu tür destek eğitim, yönlendirme ve bilgilendirme hizmetlerine ailelerin ne kadar erken katılımı sağlanırsa o derece olumlu sonuçlar alınabilecektir. Böylece ailelerin çocuklarına yönelik tutumları değişmekle birlikte, bu süreç içinde çocuklarının eğitim ve gelişimlerine olumlu katkıları olabilecektir.
Aile eğitimi sürecinde, aşağıda belirtilen konulara dikkat edilmelidir:
Ý İşitme engelinin türü, özellikleri, nedenleri hakkında basit ve şematik olarak açıklamalar yapılmasına,
Ý İşitme engelli çocuğun cihazlandırılması, kullanılacak cihazın temini ve bakımı hakkında bilgiler verilmesine,
Ý İşitme engelli çocukların sağlıklı gelişebilmesi için bedensel, psikolojik, sosyal, duygusal temel ihtiyaçları ve bunların karşılanabilmesinde ailenin yardım alabileceği kurum ve kuruluşlar hakkında açıklamalar yapılmasına,
Ý Anne babaların ve çocuğun yakın çevresindekilerin, işitme engelli çocuk ile nasıl iletişim kurabilecekleri ve engelini nasıl kabullenebilecekleri konularında bilgiler verilmesine,
Ý İşitme engelli çocuğun gelişim özellikleri, özellikle gösterdiği akademik ve sosyal gelişmeler hakkında bilgi verilmesine,
Ý Özel eğitim gerektiren birey ve ailesinin sahip olduğu yasal haklar ve bu doğrultudaki yasal düzenlemeler hakkında açıklamalar yapılmasına
önem verilmelidir.
Ailelerin belirtilen konularda bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve yönlendirilmesi, karşılaştıkları sorunları çözmede onlara yardımcı olacaktır.
Bilgilendirme sürecinde öğretmen; rehber öğretmenler, özel eğitim öğretmenleri, çocuk gelişimi ve eğitimcileri, psikolog, odyolog, tıp alanı çalışanları, sosyal çalışmacılar, gönüllü kuruluşlarda hizmet veren yetkili ve ilgili kimseler, meslek danışmanları ve bu konuda deneyimleri olan öğretmenlerden destek isteyebilir. Bunun dışında başvurulabilecek kurumlardan biri de ildeki veya ilçedeki Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Rehberlik ve Araştırma Merkezleridir.
|
AİLE EĞİTİMİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER
İşitme engelli çocukların ailelerinin eğitim sürecinde başlıca üç yöntemden yararlanılmaktadır. Uygulanacak yöntem, ailenin ve çocuğun ihtiyaçları ve imkânları doğrultusunda seçilmelidir.
1.Bireysel Eğitim: Eğitime alınacak ailenin ihtiyaçları doğrultusunda birebir olarak aileyle yapılan eğitim ve danışmanlık hizmetlerini içeren görüşmelerdir. Ailenin sorunlarını, diğer ailelerin yanında açmaktan çekindiği durumlarda da uygulanabilir.
2.Grup Eğitimi: Benzer özellikler gösteren aileleri veya benzer özellikler gösteren çocukların ailelerini bir araya getirerek oluşturulan gruplara verilen eğitimdir. Katılımcı anne babalar, cinsiyet grupları veya karma gruplar olarak ayrı gruplar halinde eğitime alınabilir. Karşılıklı bilgi alışverişi ve paylaşımların yaşandığı, ortak çözüm yollarının bulunduğu, dostlukların kurulduğu etkili bir yöntemdir.
3.Yayın Yolu İle Eğitim: Aileler için ücretsiz olarak dağıtılacak, basit ama temel bilgileri içeren kitapçıklar, broşürler ve dergiler konuyla ilgili uzmanlar tarafından hazırlanarak, kalıcı eğitim materyalleri oluşturulması sağlanabilir. Aynı zamanda bu tür kaynaklar, aktif olarak bilgilendirme sürecine katılamayan aileler için de büyük yarar sağlayacaktır.
Bu yöntemlerin yanı sıra radyo ve televizyon programları, gazete ve dergilerin konuyla ilgili çalışmaları aracılığı ile de, ailelere bilgilendirme, yönlendirme ve eğitim hizmetleri götürülebilir. Böylece daha çok aileye ulaşılabilinir.
OKUL YAŞAMINDAKİ AİLE EĞİTİM HİZMETLERİ
İşitme engelli çocukların ailelerinin eğitiminde, okul yaşamına aktif olarak katılımın sağlanabilmesi amacıyla okullarımızda yapılabilecek uygulamaları şu şekilde sınıflandırabiliriz:
1.Ev Ziyaretleri: İşitme engelli bir çocuğun, tanısı konulduğu dönemden itibaren, gelişimi ve eğitimi evde izlenmelidir. İşitme engelli çocukların bebeklik döneminde ve okul öncesi dönemde böyle bir gelişimsel takip uygulamasına dahil edilmeleri yararlı bir uygulamadır. Ancak çeşitli sebeplerle bu tür gelişimsel takip uygulamalarından yararlanamayan çocukların da bulunduğu bir gerçektir.
Çocuk, okula başladığı dönemden itibaren ise, okulun şartları doğrultusunda, eğitim personelinin birlikte alacağı kararlarla, ev ziyareti uygulamasına dahil edilebilir. Ev ziyaretlerinin temel amacı aile ve çocuğun ev ortamında gözlenmesi ve eğitim programının aile ve çevresinde uygulanmasında rehberlik edilebilmesidir.
- Anne babanın görüşme için okula çağrılması: Belirli aralıklarla anne ve baba okula çağrılarak, onlara gereksinimleri doğrultusunda rehberlik edilir. Anne baba ile okulda görüşmelerin temel amaçlarından bazıları;
ù Anne baba ile karşılıklı konuşma fırsatı sağlayabilme,
ù Evde uygulanan destek eğitim programlarının işlerliği hakkında bilgi alışverişinde bulunabilme,
ù Çocuğun engelinden dolayı aile ve çevresinde meydana gelebilecek sorunları çözmede aileye yardımcı olabilme
Şeklinde sıralanabilir. Bu görüşmelerde aileye, çocuğunun gelişim süreci hakkında da bilgi verilir.
3.Anne ve babanın okuldaki derslere katılımının sağlanması: Aile ile işbirliği yapılarak,anne-babanın uygun olduğu bir gün okuldaki derslere katılması sağlanır. Anne babanın okuldaki derslere katılımınıı sağlamanın temel amaçlarından bazıları;
ù Aileye sınıf içindeki çalışmaları izleme fırsatı verebilme,
ù Çocuklarının eğitiminde dikkat edilmesi gereken noktaları uygulama sırasında gösterebilme
ù Evde yapılan eğitimin, eğitimde sürekliliğinin sağlanması açısından çok önemli olduğunu fark ettirebilme
Şeklinde sıralanabilir.
4.Veli Toplantıları: Veli toplantıları okullarımızda en sık kullanılan yöntemlerden biridir. Zaman zaman aileler, çocuklarının gerek akademik becerileri, gerekse davranışları ve gösterdikleri gelişmeler konusunda bilgilendirilmek üzere okula çağrılırlar. Veli toplantıları tüm okul çapında veya tek bir sınıfın velilerine yönelik olarak yapılabilir. Okullarımızda düzenlenen veli toplantılarının temel amaçlarından bazıları;
ù Ailelerin birbirleri ve okul personeli ile tanışmaları,
ù Ailelerin karşılıklı bilgi alış verişinde bulunmaları,
ù Ailelerin çocuklarının eğitiminden haberdar olarak eğitime aktif katılımları
şeklinde sıralanabilir.
5.Yazılı İletişim: Bu yöntem ailelerin görüşmeler sırasında aldıkları bilgileri pekiştirebilmek, okula gelemeyen anne babalara ulaşabilmek amacıyla kullanılmaktadır. Okula gelen ailelere yazılı kaynaklar verilebilir. Uzakta oturan ve bazı nedenlerle toplantılara katılamayan ailelerle ise, bir iletişim defteri aracılığı ile iletişim sağlanabilir. Ayrıca yazılı iletişim dahilinde, bir defter tutularak, çocuğun evde ailesi ile yaptığı etkinlikleri bu deftere yapması ve evde yaptıklarını okulda arkadaşları ile paylaşması sağlanabilir. Bu şekilde, ailenin evde verdiği eğitimin takibi de yapılmış olur.
İşitme engelli çocuk için plânlanacak eğitim hizmetlerinde ailenin katılımı oldukça önemlidir. Öğrenci için geliştirilen ve aile tarafından onaylanan bireyselleştirilmiş eğitim programı (BEP); bireyin, ailenin, öğretmenin gereksinimleri doğrultusunda hazırlanan ve belirlenen amaçlarda verilecek destek eğitim hizmetlerini içeren özel eğitim programıdır. Aile; ù bireyselleştirilmiş eğitim programı geliştirme biriminin bir üyesi olarak, ù çocuğu için, bireysel eğitim programının geliştirilmesi sürecinde gereksinimlerini ileterek, ù çocuğu ile ilgili plânlarını belirterek, ù eğitim programının uygulanması sırasında çalışmalara etkin bir şekilde katılarak ù gerektiğinde araç-gereç desteği sağlayarak çocuğu için plânlanan eğitim hizmetlerine aktif olarak katılmış olur. |
Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğini okuyarak Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları ve BEP Geliştirme Biriminde aileye düşen görevler konusunda bilgi edininiz.
|
|
Kulak cihazımı almak istiyorsunuz, Bursa’da mı oturuyorsunuz?Kulak içi filtresi, Daha önce işitme cihazı kullandınız mı, kullandığınız işitme cihazından memnun değil misiniz?
İşitme cihazı, kulak arkası işitme cihazı, en kaliteli işitme cihazı, bte işitme cihazı, işitme cihazı bte, işitme cihazı ıc,Kulak içi filtresi, işitme cihazı ııc, işitme cihazı mc, işitme cihazı ıtc, en kaliteli işitme cihazı, işitme cihazı ıte, işitme cihazı mini bte,Kulak içi filtresi, işitme cihazı recever, işitme cihazı slim tüp.
kulak İşitme cihazı, kulak arkası işitme cihazı, bte kulak işitme cihazı, işitme kulak cihazı bte,Kulak içi filtresi, işitme kulak cihazı ıc, işitme kulak cihazı ııc, en kaliteli işitme cihazı,işitme kulak cihazı mc, işitme cihazı ıtc, Kulak içi filtresi,işitme cihazı ıte, işitme kulak cihazı mini bte, işitme cihazı recever, Kulak içi filtresi, en kaliteli işitme cihazı, işitme cihazı slim tüp.
İşitme cihazı ile ilgili tüm sorularınıza cevap vermeye hazırız. İşitme kaybınıza en uygun işitme cihazı hangisi, hangi marka işitme cihazı işitme kaybınıza daha uygun gibi soruların cevabını bulabilirsiniz.
Türkiyede işitme cihazı merkezlerinde satış uygulama ve tamiri olan en kaliteli işitme cihazı markaları; kemik tipi işitme cihazı, gözlük tipi işitme cihazı, sıemens işitme cihazı, anaton işitme cihazı, audibel işitme cihazı, helix işitme cihazı, earnet işitme cihazı, rexton işitme cihazı, signia işitme cihazı, a/m işitme cihazı, audio service işitme cihazı, phonak işitme cihazı, unitron işitme cihazı, hansaton işitme cihazı beltone işitme cihazı, resound işitme cihazı, intertone işitme cihazı, starkey işitme cihazı, audiofon işitme cihazı, widex işitme cihazı, coselgi işitme cihazı, ast işitme cihazı, loreca işitme cihazı, philips işitme cihazı, oticon işitme cihazı, bernafon işitme cihazı, maico işitme cihazı, sonic işitme cihazı, zound işitme cihazı